
Ümraniye escort soğuk bir akşamında, sokak lambalarının solgun ışıkları altında yürüyen genç kadın, sırtındaki yorgunluğu gizlemeye çalışıyordu. Adı Derya’ydı. Henüz yirmi iki yaşındaydı ama kader onu pek çok yaşıtından daha erken büyütmüştü. Hayatın ağırlığı, onun zarif omuzlarına fazlasıyla yüklenmişti.
Derya, küçük yaşlarda ailesini kaybetmişti. Yıllarca akrabadan akrabaya sürüklenmiş, kimsenin yanında kendini ait hissedememişti. On sekizine geldiğinde artık kendi başınaydı; ne bir birikimi, ne de tutunacak kimsesi vardı. İlk iş olarak bir kafede garsonluk yapmış, aylarca düşük maaşla hem kirayı hem de günlük ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştı. Fakat işletme kapanınca bir kez daha boşluğa düşmüştü.
İş aradığı günlerde, cebindeki son parayı harcarken çaresizlik tırnaklarıyla onu içten içe kemiriyordu. Kötü bir dönemde tanıştığı biri, ona kolay para anal kazanabileceğini söyleyerek hayat kadınlığına yönlendirmişti. Ancak başka çaresi olmadığını düşünüyordu.
Derya’nın geceleri Ümraniye vip escort sokaklarında dolaşması hep aynı duyguyla son buluyordu: derin bir boşluk. En çok da genç yaşta böylesine bir yükü taşımak zorunda kalmasına…
Bir gece, yağmur hafif hafif çiseliyorken, Derya bir apartmanın girişinde ıslanmamak için bekledi. O sırada yaşlı bir kadın kapıdan çıkıp ona dikkatlice baktı. Kadın, “Evladım üşümüşsün, gel içeri biraz ısın,” dedi. İlk başta çekindi, ama kadının gözlerinde samimiyet vardı. İçeri girdiklerinde kadın ona sıcak çay hazırladı. Adı Nermin’di.
Bir yanıt yazın