
Üsküdar escort sabahı, gri bir gökyüzüyle başlamıştı. Kız Kulesi’nin silueti, sisin ardında belli belirsiz görünüyordu. Yağmur yeni dinmiş, kaldırımlar hâlâ ıslaktı. Melisa, omzuna düşen saçlarını geriye attı, montunun fermuarını çekti. Elinde tuttuğu küçük çanta, içinde bütün hayatını taşıyordu: bir ruj, eski bir cüzdan ve annesinden kalan solmuş bir fotoğraf.
Yirmi bir yaşındaydı ama gözlerindeki yorgunluk, otuzuna yaklaşmış gibiydi. Üsküdar vip escort arka sokaklarında, yıkık bir apartmanın bodrum katında yaşıyordu. Çocukken babasını hiç tanımamıştı. Annesi, hayat mücadelesini tek başına verirken Melisa’yı büyütmüştü. Fakat birkaç yıl önce annesi hastalanınca, evdeki denge bozuldu. Hastane masrafları, kira ve borçlar derken Melisa ne yapacağını bilemez hale gelmişti.
Önce kafede çalıştı, sonra temizlik işine girdi. Ama kazandığı para hiçbir zaman yetmiyordu. Geceleri ağlayarak uyuduğu çok oldu. Bir gece, vapur iskelesinin yakınında tanıştığı bir kadın ona “Kazanmanın başka yolları da var,” dediğinde, Melisa başını çevirmişti. Fakat günler geçtikçe, çaresizlik vicdanının önüne geçti.
O günden sonra Üsküdar’ın geceleri, onun için yeni bir hayata dönüştü. Işıklar altında, yabancı yüzlerin arasında kaybolmayı öğrendi. İnsanların bakışlarından utanmamayı da. Ama sabahları eve dönerken aynaya baktığında, kendi gözlerine bakamazdı. Her sabah kendine sessizce fısıldardı: “Ben böyle biri değildim…”
Bir sabah, sahil kenarında yürürken, bir grup kadının yan yana oturup çay içtiğini gördü. Gülüyorlardı, ama o kahkahalarda bir sıcaklık vardı. Melisa bir an durdu, sonra yanlarından geçip gitmek istedi. Kadınlardan biri, yaşça büyük olanı, “Kızım, gelir misin?” diye seslendi. Elinde küçük bir broşür vardı: “Üsküdar Kadın Dayanışma Merkezi.”
“Yardım almak suç değil,” dedi kadın. “Herkes bir yerden başlar.”
Melisa, o gün eve döndü ama o broşürü atamadı. Günler sonra cesaretini toplayıp milf merkeze gitti. Kapıyı çaldığında yüreği titriyordu. İçeri girdiğinde kimse onu yargılamadı. Kadınlar dinledi, sarıldılar. Ona dikiş kursu önerdiler. İlk başta elleri titredi, ama günler geçtikçe diktiği her kumaşta biraz daha güçlendi.
Bir yanıt yazın