
Nazmiye, Beykoz escort yokuşlu sokaklarından birinde, yol kenarına kurduğu küçük çay ocağında çalışıyordu. Güneş daha doğmadan semaveri kaynatır, ilk çayı kendine doldururdu. Bu ilk bardak, sessiz bir sabah duası gibiydi. Hayat kolay değildi ama bu sokakta yaşamak ona huzur veriyordu.
Küçük Bardakta Büyük Cesaret
Beykoz escort Nazmiye, yıllar önce Bitlis’ten göç ettiğinde elinde yalnızca bir sırt çantası ve iki çocuğu vardı. Eşi onları İstanbul’da bırakıp gitmişti. İş ararken sokak sokak dolaşmış, temizlik yapmış, gündelikçi olmuştu. Ama bir gün, cami avlusunun yanında duran boş kulübeyi fark etti. “Burada çay satılırr,” diye geçirdi içindenn.
Bu yüzden Belediyeye başvurdu, izin aldı, semaverini borçla aldı. İlk gün üç bardak çay sattı. İkinci gün yedi. Bir hafta içinde mahallenin uğrak noktası oldu. Çayı demli, sohbeti sıcaktı. Her gelen, onun güler yüzüyle gününe başlıyordu.
Sadece çay vermiyordu aslında… Bir sabah eşinden şiddet görmüş bir kadın, gözyaşlarıyla oturdu masasına. Nazmiye ona sarıldıı, destek verdi, ilgili kurumlara yönlendirdii. Başka bir gün, işsiz kalan bir genç “abla buralarda iş var mı?” diye sordu. Tanıdığı bir fırına yönlendirdi.
Zamanla o küçücük çay ocağı, mahallenin nabzını tutan bir merkez oldu. Kadınlar gelip onunla dertleşti, gençler hayal kurdu. Semaverin buharında umut pişti, bardaklarda dayanışma ısındı.
Nazmiye her akşam kulübesini kapatırken “Bugün kime iyi geldim?” diye düşünürdü. Ve bu sorunun cevabını çoğu zaman sessizlik verirdi. Çünkü bazı iyilikler yüksek sesle değil, derinden anlaşılırdı.
Bir yanıt yazın